Fiziğin Alt Dalları

Fiziğin Alt Dalları ve Ölçü Birimleri


Fiziğin alt dalları konusuna vereceğimiz link ile ulaşabilirsiniz. Bu dersimizde fiziğin alt dalları dışında daha çok ölçü birimleri üzerinde duracağız.  

Sıcaklık Ölçü Birimleri

Maddelerin sıcak veya soğuk olduğunu duyu organlarımız sayesinde anlamak mümkündür. Ama sıcaklığın ölçüsü hakkında kesin bir sonuç elde edilmez. Bu nedenle sıcaklığı kesin sayılarla ifade etmek için ölçü araçları kullanılır. Bu ölçü araçlarına termometre denir. SI birim sisteminde sıcaklık birimi kelvindir ve K sembolü ile gösterilir. Günlük hayatta sıcaklık birimi olarak derececelsius (°C) kullanılır. Sıcaklık fizikte T harfi ile gösterilir. Derececelsius ile kelvin arasındaki ilişki;

T(K) = T(°C) + 273

Sıcaklık fizikte önemli konulardan biridir. Bu durum fiziğin alt dalları konusunda termodinamik konusundan anlaşılmaktadır. Termodinamik konusu için fiziğin alt dalları sayfasına göz atabilirsiniz.

Akım Şiddeti Ölçü Birimleri

Elektrikle çalışan buzdolabı, televizyon, çamaşır makinesi, ütü, bilgisayar vb. ev aletlerinin hayatımızda çok önemli yerleri vardır. Bu aletlerin üzerlerinde 1,5A, 220V, 80W gibi sayı değerleri vardır. Elektrik akımı ampermetre adı verilen bir aletle ölçülür ve bu alet elektrik devresine seri bağlanır.

SI birim sisteminde kullanılan akım şiddeti birimi amperdir ve A sembolü ile gösterilir.

Fiziğin Alt Dalları Nelerdir
Fiziğin Alt Dalları

Zaman Ölçü Birimleri


Her sabah uyandığımızda yaptığımız ilk iş saate bakmaktır. Çünkü bir gün içinde yapılacak tüm faaliyetler oluş sırasına göre belli aralıklarla gerçekleşmektedir. Zaman ölçümü insanlar için çok önemlidir.

Günümüzde ise zamanı ölçmek için saat kullanılmaktadır. Daha hassas zaman ölçümleri için ise kronometre adı verilen araçlar kullanılmaktadır. SI birim sisteminde zaman birimi olarak saniye (s) kullanılır.

Günlük hayatta zaman birimi dakika ve saat cinsinden de kullanılmaktadır. Saniye, dakika ve saat arasındaki ilişki;

1 saat = 60 dakika
1 dakika = 60 saniye
1 saat = 3600 saniye dir.

Fizik, deneye ve ölçmeye dayalı bir bilim dalıdır. Fizikte bazı büyüklükler sayılarla ifade edilebildiği halde, bazılarının ifade edilmesinde sayılar yeterli olmaz. Sayılarla birlikte yönününde belirtilmesi gerekir. Bu nedenle fizikte büyüklükler skaler ve vektörel büyüklükler olmak üzere, İki gruba ayrılır.

Bu konuların daha iyi anlaşılabilmesi için fiziğin alt dalları nelerdir? sayfasına mutlaka göz atınız.

Skaler Büyüklükler

Bir sayı ve bir birim ile ifade edilen büyüklüklere denir. Kütle, zaman, sıcaklık gibi fiziksel büyüklükler skaler büyüklüklerdir. Hava sıcaklığının 40°C, bir sepetteki yumurta sayısının 40 tane olması büyüklükler hakkında bütün bilgiyi içerir.

Vektörel Büyüklükler


Fiziksel büyüklüklerin bir kısmı yalnız sayı ve birimle ifade edilemezler. Bunlarla birlikte yön ve doğrultusu olan büyüklüklere vektörel büyüklükler denir. Kuvvet, hız, ivme gibi büyüklükler vektörel büyüklüktür.

9. sınıf tarih ders notları pdf dosyası için bu bağlantıya gidebilirsiniz.

Protista Alemi

Protista Alemi ve Ekoloji

Protista alemi, basit canlılardan oluşmuş bir alemdir. Protista alemini oluşturan canlılar; vücut şekilleri, üremeleri, beslenmeleri veya yaşam biçimleri yönünden çok büyük farklılıklar göstermektedir. Bu canlılar özellikleri bakımından moneralardan kolaylıkla ayırt edilebilmesine rağmen; hayvan, bitki ve mantarlara benzer yanları da bulunmaktadır. Protistlerin yeryüzünde yaşayan yaklaşık 200,000 türü olduğu bilinmektedir. Protista alemi canlıları hakkında detaylı bilgi protista alemi sayfasında verilmiştir. Mikroskobik boyutlarda olabileceği gibi, 60 cm uzunluğa ulaşabilen örnekleri de bulunabilen bu canlılar; tek, hücreli, koloni veya çok hücreli türleri içermektedir. Ancak bu canlılar, basit bir vücut yapısına sahiptir. Özelleşmiş doku veya sistemler bulunmaz. Protistlerin çoğu, su ekosistemlerinde, serbest halde veya kayalara ve bazı yüzeylere tutunmuş halde bulunur. Karada yaşayan protistler ise, çoğunlukla nemli topraklarda veya bitki ve hayvan artıkları üzerinde yaşar. Beslenmelerine göre; ototrof, heterotrof veya bazı dönemlerde ototrof iken, bazen de heterotrof özellik gösteren türler bulundurmaktadır. Mutualistik veya parazit bir yaşama biçimi yaygındır. Bazı parazit protistler, bitki veya hayvanlarda hastalıklara sebep olmaktadır. Konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmek için protista alemi sayfasına gidebilirsiniz.

Amip nedir
Protista alemi calarlarından amip

Ekoloji 

Kısaca çevre bilimi olarak tanımladığımız ekoloji, canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla ilişkilerini inceler.

Biyosfer, dünyada canlıların yaşadığı tabakadır. Bu, 8-10 km'si deniz seviyesinden aşağıya doğru, 8-10 km'si deniz seviyesinden yukarıya doğru olmak üzere toplam 16-20 km'lik bir tabakadır.
Habitat, bir canlının biyosferde en iyi yaşayıp üreyebildiği yerdir. Örneğin, balinanın habitatı okyanuslar; sivrisineğin habitatı nemli, sulu ortamlar; tenyanın habitatı insan bağırsağıdır. Her canlının habitatında üstlendiği bir görev vardır. Buna "ekolojik niş" denir. Örneğin, sivrisineğin nişi kan emmek, dağ keçisinin nişi ağaç filizleriyle beslenmek vs. Biyosferde yaşayan canlılar değişik birimlerde bir araya gelirler. Bu birimler populasyon, sosyete, komünite ve ekosistemdir.
Populasyon Ekolojisi

Populasyonlar sınırlı bir çevrede yaşayan aynı tür canlı topluluklarıdır. Örneğin, Kaz Dağı'nda bulunan Sarı çam'lar. Populasyonların özellikleri vardır. Populasyonların yoğunlukları sabit değildir, değişebilir. Bir populasyonun yoğunluğunun en fazla olduğu duruma, kısaca bir populasyonun bulundurabileceği en fazla birey sayısına o populasyonun taşıma kapasitesi denir. Populasyonlar büyüyüp küçülebilirler: Populasyonların pozitif ya da negatif yönde gelişimleri vardır.

KOMÜNİTE EKOLOJİSİ Komünite (Yaşama birlikleri): Belirli bir alanda yaşayan birbirleriyle et-kileşim içindeki populasyon topluluklarına komünite denir. Örneğin, orman.
Komünitelerin özellikleri:

Baskın türleri vardır: Baskın tür, komünitenin sayıca ya da işlev açısından en göze batan türüdür. Örneğin, çam ormanında başka bitkiler ve hayvanlar da yaşar. Komünitedeki bir baskın türün yerini zamanla başka bir baskın tür alabilir. Baskın türde görülen bu değişmeye ikincil süksesyon adı verilir. Ayrıca komünitelerde, daha önce hiç bir canlı türünün bulunmadığı yü-zeylerde başlayan ve gelişen canlı oluşumlarına birincil süksesyon denir. Örneğin, buzul istilasına uğramış alanlarda buzulların çekilmesinden sonra ilk canlı formlarının gözlenmeye başlaması birincil süksesyon örneğidir. Birincil süksesyonun gelişmiş bir komüniteyi oluşturması yüzlerce, binlerce yıl alabilir.

İç Kuvvetler

İç Kuvvetler Nelerdir?


İç kuvvetler, iç kuvvetler nelerdir?

YER KÜRENİN OLUŞUM SERÜVENİ

Yerkürenin oluşumundan bu yana pek çok evre yaşanmıştır. Bilimsel kuramlara göre, başlangıçta nebula ismi verilen ve kızgın gazlardan oluşan bir kütle vardı. İç kuvvetler hakkında detaylı bilgiye iç kuvvetler sayfasından ulaşabilirsiniz. Nebula'yı oluşturan maddeler Büyük Patlama (Big Bang Teorisi) ile evrene yayılmıştır. Daha sonra dağılan bu maddeler, belli çekim merkezlerinin etrafında toplanarak farklı gök cisimlerini oluşturmuştur. Bu süreçte öz kütlesi ağır olan maddeler, çekimin etkisiyle en içte toplanmış, diğerleri de öz kütlesi ağır olandan hafif olana doğru çekirdekten kabuğa doğru sıralanmıştır. Böylece Yer'in çekirdeğinden kabuğuna doğru, bileşimi ve yoğunlukları farklı katmanlar oluşmuştur. Yerküre'yi oluşturan maddelerden dışta olanları zamanla soğuyarak litosferi oluşturmuştur. Çanak ve çukurlarda biriken sular; okyanus, deniz ve gölleri (hidrosferi), yerküreyi çepeçevre saran gazlar ise atmosferi oluşturmuştur. Bu üç katmanın etkileşimi ile zamanla canlıların yaşamı için gerekli ortam oluşmuştur.

Yerin Merkezine Yolculuk

Dünya'nın zamanla soğuması ile sıcaklık ve yoğunlukları farklı katmanlar meydana gelmiştir. Yer'in merkezine doğru sıcaklık, yoğunluk ve basınç artar. Kıtasal kabuk silisyum ve alimünyum gibi metallerin fazlalığı nedeniyle sial, okyanusal kabuk ise silisyum ve magnezyum fazlalığı nedeniyle sima olarak nitelendirilir. Sial ve sima konuları İç kuvvetler nelerdir sayfasında anlatılmıştır.
Yer yuvarlağının iç yapısı hakkındaki bilgiler;
Deprem dalgalarından (farklı yoğunluktaki katmanlardan geçerken hızları değişir.
Volkanik patlama ve püskürmelerden
Petrol ve maden araması için yapılan sondajlardan elde edilir.

LEVHA TEKTONİĞİ

Katı yerkabuğu, sıvı ve akışkan olan manto üzerinde bir gemi gibi yüzer. Mantoda gerçekleşen dikey ve yatay hareketler de yerkabuğundaki levhaların hareketlenmesine neden olur. Mantodaki bu tür hareketler, kıtaların hareket etmesine, kırılmasına, yükselmesine, çökmesine, çarpışmasına, birbirine yaklaşıp uzaklaşmasına yol açar. Bu ise dağ oluşumu, volkanizma ve depremlere neden olur.
Bilim insanlarına göre, başlangıçta Pangea adı verilen tek kıtadan oluşan karalar, zamanla kırılarak ayrılmış ve birbirinden uzaklaşmıştır. Güney Amerika kıtasının doğu kıyıları ile Afrika kıtasının batı kıyılarının bir yap boz gibi birbirini tamamlaması bu yargıyı destekler. Yerkabuğunun parçalanıp ayrılmasıyla oluşan, büyük kara kütlelerine levha adı verilir. İnce olması nedeniyle levha sınırları genelde okyanus tabanlarından geçer. Levhalar bazı yerlerde birbirine yaklaşır, bazı yerlerde ise birbirinden uzaklaşır. Bu konu iç kuvvetler ile doğrudan alakalıdır.

Levhaların birbirine yaklaşıp uzaklaşması;

Derin deniz çukurlarının oluşmasına, genç kıvrım kuşaklarının oluşmasına (Alp - Himalaya, And Kıvrım kuşağı), yerkabuğunda kırık hatlarının, volkanik püskürme alanlarının oluşmasına, fay hatları boyunca sıcak su kaynaklarının (jeotermal enerji) yüzeye çıkmasına, kıtaların alçalıp-yükselmesine neden olmuştur.

Heyelan Nedir?

Heyelan Nasıl Oluşur?


Heyelan nedir, Heyelan nasıl gerçekleşir.

Heyelan yamaç üzerindeki toprak veya molozların eğim boyunca aşağı doğru hareket etmesidir. Üzerindeki malzemenin türüne göre ve hareketin türüne göre isimlendirilir. Heyelan ülkemizdesıkça görülür. Heyelan bazen küçük bazen de büyük kütleler ile hareket edebilir.

Tropikal Yağmur Ormanları 

Ekvator ve çevresinde görülen omanlardır. Yıllık sıcaklık ortalamasının yüksek, yağış miktarının fazla olmasına bağlı olarak geniş yapraklı, uzun boylu ve gür ağaçlardan oluşur. Yıl boyunca yaprakları yeşil kalabilen bu ormanlar pek çok türü de bünyesinde barındırır. Yağmur ormanlarının var-lığında etkili olan etmenler sürekli ve bol yağışın olması ve sıcaklıkların yüksek olmasıdır Böylece pek çok canlı türünü barındıran bu ormanlar, uzun boylu. geniş yapraklı ve sık ağaçlardan meydana gelmektedir. Heyelan nedir Genel olarak yaprakları sürekli yeşil kalabilen türlerden oluşur
Yağmur ormanlarının kendine has özellikleri burada farklı canlı türlerinin yaşamasına olanak sağlayan katmanlar oluşturmuştur.

50 m'den yüksek, ışık istekleri fazla olan ağaçların yaprak ve dallarının bulunduğu katmandır. 30-40 m yükseklikteki ağaçların ve sarmaşıkların oluşturduğu katmandır. Ormandaki canlıların çoğu, güneş ışığından yararlanabildikleri için bu katmanda yaşar. Daha az ışık alan, küçük ve genç ağaçların oluşturduğu katmandır Birçok bitki türü için uygun ortam Sağlar. Otlardan, ağaç kökleri ve dökülmüş yapraklardan oluşan katmandır Yerde yaşayan canlılar ve böcekler için uygun ortam sağlar.
Bitki ve hayvan türleri bakımından fakir alanlardır. Yağış miktarının az ve sıcaklığın çok fazla olduğu çöllerde, bitki ve hayvanlar için hayati önem taşıyan su önemli bir sorun oluşturur. Taban su seviyesinin çok aşağılarda olması nedeniyle çöl bitkilerinin kökleri derinlere kadar uzanırken su kaybını azaltabilmek için yüzeydeki kısımları çok küçüktür.

 Bazı çöl hayvanları ise su ihtiyaçlarını bitkilerden özellikle içerisinde su depolayan kaktüslerden temin eder. Üstteki linkte heyelan hakkında bilgiler verilmiştir.

Soğuk çöllerde yaşam daha çok yağışlı kıyı kesimlerindedir. Fok ve beyaz ayı gibi hayvanlar her yerin buzullarla kaplı olmasından dolayı ihtiyaç duydukları besinleri daha çok denizden sağlarlar.

Sıcaklıkların çok düşük olması ve besin yetersizliği nedeniyle kutupta yaşayan canlılar ortama uyum sağlamak zorunda kalmıştır. 

Kutuplarda yaşayan hayvanlar, besin yetersizliği ve düşük sıcaklıklar gibi koşullara uyum sağlamak zorunda kalmıştır.

Yer Şekilleri 

Yer şekilleri bitki ve hayvan türlerinin yaşam ortamlarını etkiler. Eğim, yükselti, bakı ve dağların uzanış doğrultusu: kısacası yeryüzü şekillerinin çeşitli olması, denizel bölgelerde olan su isteği fazla bitki türleri bulunurken iç kesimlerde daha kurakçıl bitki türleri bulunur. Yarım kürelere göre bakı ve sıcaklık koşullarının değişmesi yine bakı ve dulda yamaçlar arasındaki biyoçeşitlilliği etkiler. Eğimli yamaçlarda toprak oluşumunun zor olması burada bitki yetişmesine engel olur. Bunun yanında engebeli alanlar düz alanlara göre daha fazla canlı türü barındırır. Dağların denize bakan yamaçlarında bakı, sıcaklık ve nem oranının elverişli olması canlı yaşamı içinde uygun bir ortam sağlar. Örneğin; Toroslar ile Kuzey Anadolu dağlarının kuzey ve güney yamaçları farklı bitki türlerinin yayıldığı alanları oluşturmaktadır. Ayrıca bir dağ yamacı boyunca yükseldikçe sıcaklık ve nem özelliğine göre, geniş yaprakları, karışık, iğne yapraklı ağaçlara ve çayırlar şeklinde değişik gösterir. 



Mezopotamya Uygarlıkları

FEODALİTE (DEREBEYLİK)


Mezopotamya uygarlıkları, mezopotamya uygarlıkları hakkında bilgiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Feodalite: Ortaçağ Avrupası'nda, en önemli üretim aracının toprak olduğu, korunan-koruyan ilişkisinin yaşandığı, temeli eşitsizliğe dayanan sosyal, ekonomik ve siyasal düzendir.

Derebeyliğin Ortaya Çıkış Nedenleri:


Avrupa'nın kargaşa içinde kalması ve Roma İmparatorluğu'nun yıkılması,
Barbar krallıkların ülkelerini birtakım bölümlere ayırarak yönetmeleri; krallıklar yıkılınca bu birimleri idare eden senyörlerin, topraklarını Macar ve Norman saldırılarına karşı, kendi bireysel güçleriyle korumak durumunda kalmaları.
Bütün bunlar, merkezi otoritelerin çöktüğü yerde feodalitenin ortaya çıktığının göstergesidir.
Yasaların yerini, düzeni sağlayabilmek için ilahi ve toprağa dayalı askeri-ekonomik güçlerin alması  Küçük toprak sahipleri ve yoksulların (Vassallar), korunmak amacıyla güçlülerin (Süzerenler-Senyörler) himayesine sığınmak zorunda kalmaları
İngiltere'de feodaliteyi krallık kendisi yaygınlaştırmıştır. Amaç, gücünü bu beylere dayanarak devam ettirmek ve yaygınlaştırmaktır.
Haçlı Seferleri, Coğrafya Keşifleri, Sanayi ve Fransız devrimleri bu düzeni çökertmiştir.
Ortaçağ Avrupası ve Feodalitenin Genel Özellikleri:
Kralların veya imparatorların yetkileri derebeylere geçmiş olup; kilise-soylu güç egemenliği görülür.
 Senyörler (feodal beyler) ile ruhbanlar (din adamları) yeryüzünde Tanrı gücünün temsilcileri olarak halk üzerinde yoğun bir baskı oluşturmuşlardır. > İlahi yasalar soylular ve ruhbanlardan yana olup, halk bunların kullan durumundadır.

Ticaret hayatı iyice sönükleşmiş, ekonominin temeli tarıma dayanmıştır. Zenginlik ve soyluluğun göstergesi topraktır. Üretimi gerçekleştiren kulların hiçbir hakkı yoktur.

Mezopotamya Uygarlıkları

Mezopotamya uygarlıkları hakkında detaylı bilgiye mezopotamya uygarlıkları sayfasından ulaşabilirsiniz.

Medeni Hukuk Ders Notları

Medeni Hukuk Ders Notları Pdf


Medeni hukuk ders notları dosyasını indir linki ile indirebilirsiniz. Medeni hukuku ders notları dosyası pdf formatlı bir dosyadır. Pdf dosyalarını açabilmek için pdf reader programına ihtiyaç vardır. Medeni hukuk ders notlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz. Linke tıkladıktan sonra açılan sayfadan indir seçeneğine tıklayınız.








Sanat Tarihi Ders Notları

Sanat Tarihi Ders Notları


Sanat tarihi ders notları, sanat tarihi ders notları pdf, sanat tarihi ders notları indir.

Sanat İslamiyet öncesi Türk toplumlarında sanat eserleri Uygurlara kadar taşınabilir nitelik taşımaktaydı. Sanat eserlerinde hayvan figürleri ve hayvanların birbirleriyle olan mücadeleleri konu olarak seçilmiştir. Bu eserler genellikle kadın süs eşyaları, kemer tokaları, kılıç kabzası, at koşum takımları gibi eşyalardır. Bunların dışında halı, kilim ve deri işlemeciliği ve çadır sanatı gelişmiştir. Uygurlar yerleşik hayata geçtikten sonra saray, tapınak gibi kalıcı mimari eserler de yapmışlardı.

sanat tarihi ders notları pdf dosyası
Sanat tarihi ders notları


Sosyal ve Ekonomik Hayat Eski Türk toplumlarında göçebe yaşam tarzı, sosyal yaşantıyı ve ekonomik etkinlikleri doğrudan etkilemiştir.

Eski Türk toplumlarında sosyal sınıflaşma çok belirsizdi. Hanedan dışında halk statü yönünden eşit haklara sahipti. Doğuştan ayrıcalık taşıyan bir sınıf yoktu. Bunun nedeni toprak üzerinde özel mülkiyet hakkının olmaması ve göçebe yaşam tarzıdır. Askerlik ve din adamlığının özel bir meslek olmaması da sınıflaşmayı önlemiştir. Eski Türk toplumlarında en küçük sosyal yapı aile idi. Ailede ataerkil yapı hakimdi. Tek eşlilik esastı. Aile ana baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aile tipindeydi. Kadın sosyal hayatta etkin olarak yer alırdı. Evliliklerde kadına Kalıng denilen maddi değeri olan eşya verilirdi.

Eski Türk toplumlarında Uygurlara gelinceye kadar ekonominin temelini hayvancılık oluşturmaktaydı. At, koyun, sığır gibi hayvanlar yetiştirimiştir. Hayvansal ürünler ihraç edilmiş, buna karşılık, buğday, arpa, darı gibi tarımsal ürünler ithal edilmiştir.

Gazel Hakkında Bilgi

Gazel Hakkında Bilgi

Gazel hakkında bilgi, gazel hakkında kısa bilgi

Divan şiirinin en önemli nazım biçimidir. Gazel sözcüğü Arapça bir sözcüktür; anlamı ise "kadınlar için söylenen güzel ve âşıkane söz"dür.

Gazelde konu olarak aşk, sevgi ve şarap işlenir. Gazeller şairlerin başarısını ortaya çıkaran şiirlerdir. Fuzuli ve Bâki Divan şiirinde gazel türünün önemli şairleridir.

Şairler, şiir konusundaki tüm yeteneklerini gazel türündeki şiirlerinde sergiler.

Gazel en az 5, en çok 15 beyit olur. Gazelin kafiye düzeni aa, ba, ca, da ... biçimindedir.

Gazelin ilk beytine "matla", son beytine "maktar, en güzel beytine de "beytül-gazel" denir. Gazelin son beyitinde şairin mahlası (şiirde kullanılan takma ad) yer alır.

Gazelde belirli bir konu bütünlüğü yoktur; bütününde aynı konu işlenen gazellerle "yek-ahenk" gazel, tümü aynı söyleyiş güzelliğine sahip olan gazellere de "yek-âvaz" gazel denir.

Türkü Özellikleri

Türkü ve Özellikleri


Türkü özellikleri, türkü ve özellikleri hakkında bilgiyi aşağıdan bulabilirsiniz.

Bireysel ya da toplumsal bir üzüntüyü veya sevinci anlatmak için söylenmiş, kimin söylediği bilinmeyen anonim üründür.

Türküleri kimin düzenlediği pek bilinmez.

Türkünün belirli biçimleri yoktur.

Türkü bentleri, yapı ve sözleri bakımından iki bölümden oluşur.

Birinci bölüm türkünün asıl sözlerinin bulunduğu bölümdür, bu bölüme beni denir. İkinci bölüm ise her bendin sonunda tekrarlanan nakarattır, bu bölüme kavuştak ya da bağlama da denir. Kavuştak bölümleri tek dize olabileceği gibi iki, üç ya da dört dize de olabilir.

Türküler ezgilerle söylenir. Türkülerde özlem, sevgi, güzellik ve doğa konuları işlenir. Dizeler 8'li ya da 11 'Ii hece ölçüsünde olabilir. Türkünün kıtaları dörder dizeden oluşabileceği gibi beş ya da altı dizeden de oluşabilir. Türküler yörelere göre "kayabaşı, türkmâni, bozlak, hoyrat, uzun hava" gibi adlar alır.

Tarih Biliminin Yöntemi

TARİH BİLİMİNİN YÖNTEMİ

Tarih biliminin yöntemleri konusunu aşağıdan bulabilirsiniz.

Tarih bilimi, insan toplulukları tarafından meydana getirilen olayları incelediği için beşeri bilimler (sosyal bilimler) içerisinde yer alır. Beşeri bilimler, pozitif bilimlerden farklı bir araştırma yöntemine sahiptir. Pozitif bilimlerde deney ve gözlem metodu kullanılırken, beşeri bilimlerde belgelere dayanılarak, anlama ve kavrama yöntemi kullanılır. Tarihi olaylar belgelere dayanılarak açıklanır.

Belgeler yazılı ve yazısız diye ikiye ayrılmıştır. Yazılı belgeler yazının icadından günümüze kadar geçen dönem içinde yazılan her türlü belgedir. Yazısız belgeler ise destanlar, atasözleri gibi sözlü belgelerin yanında, kullanılan araç gereçler, giyim eşyaları, barınaklar ve iskeletlerdir. Bu tür belgeler özellikle tarih öncesi dönemleri açıklamada büyük bir öneme sahiptir.

Tarih biliminin yöntemleri nelerdir
Tarih Biliminin Yöntemleri


Tarihsel belgelerden edinilen bilgilere "kesin doğru" gözüyle bakılmamalıdır. Çünkü, deha sonra ortaya çıkarılacak aynı olayla ilgili farklı belgeler, mevcut bilgiyi değiştirebilir. Bu nedenle tarih bilimi, kendisini sürekli yenileyen, dinamik bir yönteme sahiptir.

Bir tarih araştırmacısının bir olayı ortaya koyabilmesi için şu sistematik yöntemi izlemesi gerekir:

Tarama (Kaynak Arama): Olaylarla ilgili yazılı yazısız bütün kaynaklar bulunup ortaya konmalıdır.
Tasnif (Sınıflandırma): Elde edilen belgeler belirli bir sistem dahilinde sınıflandırılmalıdır.
Tahlil (Çözümleme): Elde edilen belgeler geçmişe ait olduğu için günümüz insanının anlayacağı hale getirilmelidir.
Tenkit (Eleştiri): Eldeki belgelerin kaynak ve bilgi yönünden yeterli olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Terkip (Sentez): Eldeki belgeler veya bilgiler birleştirilerek eser ortaya konmalıdır.

Harita Çizim Yöntemleri

Harita Çizim Yöntemleri Nelerdir?


Harita çizim yöntemleri hakkında bilgiyi aşağıdan bulabilirsiniz.

Tarama Yöntemi


Fazla kullanılmayan bir yöntemdir.
Bu yöntemde, kalınlıkları eğim ile orantılı olarak artan çizgiler kullanılır.
Eğimin fazla olduğu yerlerde kalınlaşan çizgiler, eğim azaldıkça incelir.  
Düzlükler boş bırakılır. Çizgi boyları. yükselti basamaklarını gösterir.


Gölgelendirme Yöntemi


Yer şekillerinin, haritanın bir köşesinden 45 derece eğimli bır ışıkta aydınlatıldığı düşünülür. Fazla eğimli yerler karanlık. az eğimli yerler aydınlık bırakılır.

Kabartma Yöntemi


Yer şekilleri üç boyutlu olarak bir düzlem üzerine aktarılır.
Günümüzde bilgisayarlarda oluşturulması kolaylaşan bu yöntem yer şekillerini gerçeğe yakın şekilde gösterir.

Renklendirme Yöntemi


Fiziki haritalarda, yeryüzündeki yükseklik ve derinlikler renklendirme ile gösterilir.


Eş Yükselti ( İzohips ) Yöntemi


Topografya haritalarında yüzey şekillerinin en yaygın gösterildiği harita çeşitidir.
Aynı yükseklikte bulunan noktaları birleştiren eğrilere izohips denir.
Es Yükselti Eğrilerinin Özellikleri
1. iç içe kapalı eğrilerdir ve birbirlerini kesmezler.

2. Yükseltisi daha az olan eğri, daha fazla yüksekliğe sahip olanı çevreler.

3 Eş yükselti eğrilerinin sayısı haritanın ölçeğine ve yükseltiye bağlı olarak değişir.

4. Eş yükselti eğrilerinin uzunlukları yer şekillerine bağlıdır. Engebeli alanlarda izohipsler daha uzundur.

5. İzohips aralığı ölçeğe bağlı olarak değişir.

6. İzohipslerin seyrek veya sık olması yer şekillerinin eğimine bağlıdır. Yukarıda verilen haritada kesik çizgilerle gösterilen kesimde eğim daha fazla iken: düz çizgilerle gösterilen kesimlerde eğim daha azdır.

7 Birbirini çevrelemeyen, birbirine komşu izohipsler arasında kalan kesimlere boyun denir.

8 Eş yükselti eğrilerinin "V" biçimini aldığı yerler akarsu vadilerini gösterir. ‘’V" nin sivri ucu yükseltinin fazla olduğu yönü gösterir.

9. Doruk veya zirveler nokta ile gösterilir.

10. İçe doğru oklar çanakları (kapalı çukur) gösterir.

11. İç içe kapalı eğriler tepeyi gösterir.

12. Kıyılarda eğimin fazla olduğu yerlerde izohipsler birbirine değerek geçer. Bu yerlerde falezler bulunur.

Harita çizim yöntemleri